top of page

Affedişin dayanılmaz garipliği.

  • Yazarın fotoğrafı: Feyza Nur SAĞLAM
    Feyza Nur SAĞLAM
  • 4 Eyl 2023
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 30 Tem 2024


ree

Affedebildiğimi, unutabildiğimi, yaşanılan bazı şeyleri mazur görebildiğimi ve yaşanan her şeye rağmen karşı taraf açısından iyi niyetlerde bulunabildiğimi gördüğüm anda; işte ben büyümeye başlamışım diyorum.


Kin duygusu ile yüklendiğim, öfke krizleri geçirdiğim, her gece söylenmemiş cümleleri kendi içimde söylediğim o günlerin geçmişte kalmış olması gerçeği, kendime bir kez daha dönüp bakmama sebep oluyor. Evet, zaman dediğin akıp gitmiş ve ben değişmişim. Evet, ben büyümüşüm...


Birtakım insanların başına gelen kötü şeylerin sebeplerini bile kendi içimde bilirken, yaptığınız şeylerin sonuçlarını yaşıyorsunuz cümlesini içimden sessizce geçirirken, şimdilerde onlar için dahi olsa hayırlısını diler hale gelmişim. Evet, tüm düşüncelerim evrilmiş...


Diğer açıdan bakarsak; doğruydu, gerçekten kin ve öfke dediğin duygular, en yorucu duygulardı. Üzerinde yük taşımak isteyen buyursundu. Ama ben kendimi tükettikten sonra akıllanmıştım. Uykusuz gecelerimden, umutsuzca sakinleşmeyi beklediğim saatlerden sonra, zihnim sonunda susmuştu. Bu susuşun nedeni; öfkenin kendisini kırgınlığa bırakması mıydı? Olabilirdi. Çünkü kırgınlık sessizdi, kırgınlık karşı taraf hakkında kötüniyetli olmamak demekti. Çünkü kırgınlık, içinde ufak da olsa bir sevgi kırıntısı kalmış demekti. Ve kırgınlık demek, o sevgi kırıntısı ile yüzleşmek demekti... Evet, ben de o sevgi kırıntısını sonunda görmüş idim...


Birtakım insanlardan nefret edermiş gibi davranmak, kolaydı. Zihinde en ağır cümleleri onlara sıralamak, kolaydı. Kolaydı, insanları silip atmak. Ama zihinden silip atamadıktan sonra mantık neydi, değil mi?


Tamam, her insana işlemezdi bu süreç. Yani bazı insanları affetmek daha zordur ve bazı insanları ise affetmek imkansız gibidir, bu da bir gerçek. Ama şöyle de bir şey var ki affetmek, eskisi gibi olma zorunluluğunu yüklemiyor ki insana. Affetmiş olabiliriz ama bu eskiden olduğu kadar yakın olabileceğimiz anlamına gelmiyor. Bir şeyler değişti en nihayetinde. Bir şeyler yaşandı bitti sebepsizce ve gereksizce. Geçmişte kaldı yaşanılanlar, bunda hemfikiriz. Ama geçmişte kalırken, birtakım yakınlıklar da geçmişte kaldı. Zaman akıp gitti belki ama bu geriye doğru akış, ileriye doğru mesafelere gebe olmuştu...


Düşünüyorum da bazı şeyler o kadar garip geliyor ki. Mesela; çocukluğumun geçtiği, kardeşim gibi olan insanları düşünüyorum mesela. Onlarla iki komşu mesafesinde olmak, çok garip gerçekten. Hayat dediğin, insanlarla sonsuz ve aynı seviyede bağ kurma yolculuğu değil, bunu anladım. Böyle bir güvence vermiyor hayat. Hiçbir zaman da vermedi... Zaman geçip giderken bazı ilişkileri de götürüyor, bunu da anladım. Ama gerçekten garip ya! Çocukluğum dediğin, geçmiş anılarda büyükçe yer kaplayan insanlarla şimdilerde, geçmişte bırakacak hiçbir hatıranın yaşanmayacak olması garip. Eskiden her anın birlikte geçmişken ve gelecekte de her anında birlikte olmayı arzu ederken, şimdilerde hiçbir anda yan yana olamamak, garip. Hayat, gerçekten çok garip bir yolculuk... Affetmek ise daha da garip kılıyor her şeyi... Tamam, bu kadar gariplik yeter!


Affedişin dayanılmaz garipliği altındaki hislere ithafen.




Yorumlar


Hakkımda

WhatsApp Image 2024-07-26 at 10.17.38.jpeg

İnsan dediğin, esasen bir puzzle parçasını oluşturan kişiliğinin; her bir parçasını öncelikle özenle tanımalı. Ardından o parçaların kendisinin bir parçası olduğunu bilerek onları kucaklamayı öğrenmeli. Böylece, her bir parçanın esasen bir resmi oluşturmak için ne derece öneme sahip olduğunu görmeli ve yine her bir parçanın hayatındaki varlığını korumayı amaç edinmeli. Ve işte burası da benim bir puzzle parçam ve çok daha ötesi... Çünkü yazmak, bir hayatta kalma meselesi... Her hal ile yazmak ise ondan çok daha ötesi...

Kategoriler

Zaman Akışı

Abone olun;

Abone Olun!

Abone olduğunuz icin teşekkürler...

© 2022 by Herhalile

bottom of page